1 Eylül 2007 Cumartesi

Edinburgh!

13. Aug. 2007
Efendim başlıktaki konuya geçmeden önce ufak tavsiyelerim olacak. Eğer Britanya'nın herhangi bir yerine yazın bile olsa gidiyorsanız yanınıza mutlaka kalın birşeyler alın. Ben yapmadım ordan biliyorum. İnsan valizini toplarken aptallaşıyor mu ya da sadece ben miyim bilmem ama bir şekilde nedense orada havaların burdaki kadar sıcak olacağını düşündüm, hani küresel ısınıyoruz hesabı. Ama neymiş efendim başta İskoçya olmak üzere adanın her tarafı soğukmuş, bu yüzdendir ki tüm resimlerde aynı şeyleri giyiyor olabilmem.

Resimdeki yer şehrin içinden çekilmiş ola Calton Hill adındaki tepenin resmi, diğer resim ise o tepeden şehrin görünümü.








Edinburgh demiştim, gerçekten çok güzel bir şehir. Nereye baksanız tarihi binaların olduğu, fotoğraf çekmekten manyak olduğunuz, bir süre sonra çekmemeye başladığınız bir yer olarak tanımlamak yanlış olmaz. Edinburgh'a Kuzeyin Atina'sı deniyormuş tarihi dokusundan dolayı galiba. Calton Hill'de bir adet Acropolis taklidi yapı var, buna "Edinburgh'un yüzkarası" deniyor, çünkü hiç tamamlanmamış. Orjinalinden birebir kopya olan eseri yapmak için uzun zamanlar ve büyük paralar harcanmış. Zemin böyle birşeyi yapmaya müsait olmadığı için uygun hale getirdikten sonra da yarım bırakmışlar, ama gördüğüm kadarıyla pek de yüzkarası sayılmaz çünkü turistler özellikle üstüne çıkarak bolca resim çekiyorlar.

Daha sonra Edinburgh kalesine gittik, kalenin girişindeki yazı özellikle ilgimi çekti, şu şekildeydi; "Nemo Me Impune Lacessit" yani "Beni inciten herkes cezasını bulur" gibi bir şey, bu da okurken işledimiz bir Edgar Allan Poe hikayesi olan "The Cask of Amontillado"'da geçen bir sözdü. Resmini çektim hemen.


Biz gittiğimiz zaman İskoç şoför bu yazın 1928'den beri en kötü yaz olduğunu söylediğinde whhhhyyyyyyy! diye haykırmak geldi içimizden tabi. Vardığımızın ertesi günü şehir turunun sonunda Edinburg kalesini görmeye gittik gün bizimdi, o yüzden gezeceğimiz yerleri tasarladık ama hava yine de kötüydü, hatta bir keresinde bir ayakkabı dükkanındayken dışarı baktım ve dili gibi sağanak yağmuru gördüğümde yanımıza ne şemsiye ne de yağmurluk aldığımız aklıma geldi, ağlamak istiyorum sayın seyirciler dedim içimden bir panikle otele yürümeye çalıştık, otele vardığımızda saçımdan sular damlıyordu yeminlen. Üstümüzü değiştirip (sanki giycek bir şey varmış gibi) yağmurluk ve bilimum şemsiyemizi tedarik ettikten sonra şehir turumuza kaldığımız yerden devam ettik. Daha sonra çok yorulunca gece otele döndük ertesi gün de zaten şehirden ayrıldık : ( . Kaleden ve Edinburgh'dan resimleri aşağıda görebilirsiniz.



Yukarıdaki resim İskoçya Merkez Bankası'nın binası, ayrıca şehirdeki binanın ön tarafında bahçe olan tek yapıymış.


Resimdeki ev de "Define Adası", "Dr Jekyll ve Mr Hyde" gibi kitapların yazarı olan Robert Louis Stevenson'un eviymiş, kızı tanımıyorum.

Buranın neresi olduğunu bilmiyorum ama güzel bir yermiş. :)

Fonda çalan şarkı; Charles Aznavour- Emmenez Moi

Hiç yorum yok: